7 Ekim 2009

Depresif ev öğrencisi modu

7 Ekim 2009
Ben çok sıkıldım ama ya... Sadece sıkılmakla kalsam iyi, saçma sapan şeylerle beynimi saatlerce meşgul etmeye başladım. Mesela bugün bulaşık makinesini boşaltırken 3 tane çay kaşığı çıkınca derin bir düşünce aldı beni. Çünkü ben son günlerde sadece 2 kere rafadan yumurta yedim. Evde çay yapıp içme gibi bir adetim de yoktur, olsa da şekersiz içerim çayı, kaşık kullanmam yani. Peki nerde kullandım ben bu 3. çay kaşığını? Saatlerdir düşünüyorum ama bulamadım işte.


Ben bunlarla uğraşırken millet yeni iş projeleri yapıyor, bir şeyler icat ediyor, hatta dünya barışı için çözümler bulup bunları uygulamaya geçmiş bile olabilirler, haberim yok. (Gerçi bugün sayın valimizin Taksim'deki eylemde yaşananlardan bihaber olduğunu düşünürsek, benim bu durumum pek de anormal sayılmaz.) Ev karısı olup çıktım valla. Geçen gün Müge Anlı'yı seyretmek için saati kurduğumu fark edince çok daha iyi anladım bunu. Bir de çırpınıyorum okula gideyim, formasyon alayım, iş bulayım falan diye. Neyime lazım ki bunlar. Ben evde oturup bir yandan çocuğumu emzirip bir yandan yemek de yapabilirim. Hatta aynı anda kadın programlarına telefonla da bağlanabilirim. Kendimde görüyorum bu potansiyeli.


Şaka maka, okul da başladı ya. Ama ben hala öğrenciliğe başlayamadım. Senelerce üniversiteler arası gezdim durdum ve en sonunda ilk üniversiteme geri döndüm afla ama bacak kadar çocuklarla birlikte okula gidecek olmak çok koyuyor ya! 3. sınıftan başlayacağım zaten, onlar da geçen 2 senede çok güzel kaynaşmışlardır. Dışlarlarsa şimdi beni? "Aaa hatuna bak, yaşına başına bakmadan gelmiş de bizden ders notu istiyor" diye konuşurlarsa arkamdan? Ay şimdi bana teyze diyenler bile olur. Aslında ufak tefek biriyim, küçük gösteriyorum. Hele bir de onlar gibi giyinirsem (yeni neslin moda anlayışına uyum sağlamak açısından) belki kimse anlamaz yaşımı. Acaba onlara "ben ilkokula 3 yaşında başladım. ilkokuldan sonra da üstün zekamdan dolayı beni hemen liseye aldılar, üniversiteyi kazandıktan sonra çocukluğumu yaşayamadım diye depresyona girdi bıraktım okulu, şimdi tekrar döndüm vs." desem inanırlar mı? Hatta biraz da duygu sömürüsü yapsam "siz ananızın dizi dibinde altınızda bez, elinizde oyuncak bebek gününüzü gün ederken ben test kitaplarıyla boğuşuyordum, ühüüüü" falan diye. Bak kafama yattı bu plan.


Acilen iş de bulmam lazım zaten. Saatlerdir iş ilanlarına bakıyorum bir yandan. 2 sene önce yaptığım bir başvuruya cevap gelmiş "aradığımızı kriterlere uygun değilsiniz" diye. Bunu demek için 2 sene düşünen bir yerle çalışmayı zaten istemem ben. Gerçi ben o işe girsem çok büyük devrimler yapardım, baştan yaratırdım şirketi. O kadar çok para kazanırlardı ki reklama verdikleri paralarla google aramalarında en üste bile çıkabilirlerdi ama kıymetimi bilemediler işte.


Parasızlık cidden çok zormuş ya. Dışarda bir bardak çay içmek bile lüks oldu artık. Müstakbel kocacığımla bozuk paralamızı birleştirip yol parası çıkarıyoruz kendimize. ( Bu durum böyle devam ettikçe uzun bir süre daha "müstakbel kocacığım" demek zorunda kalacağım. Şu kriz bitene kadar biz yaşlanırız, para biriktirme falan derken elimizde bastonlarla evleniriz artık. ) Ay önceden ne güzeldi ya. "Aşkum ben çok acıktım ama evde bir şey yiyesim yok. Gel de dışarı çıkıp yemek yiyelim". O da "tamam bebeem" der gelirdi hemen. Bugün ona "aşkum ya, paramız olunca bir gün iskender yemeye gidelim olur mu?" derken buldum kendimi. O da yine "tamam bebeem" dedi. Ki benim etle aram hiç iyi değildir, hatta senelerce ağzıma koymadım, sonra doktor zoruyla başladım yemeye. O da çok nadir. Düşün artık nasıl bir hale geldiysem et istedi canım ya. Yakında lokantaların camına yapışacağım ağzımdan salyalar akıtarak.


İş bulmam lazım acilen. Bir kariyer sitesine daha üye olmaya çalıştım bugün. Özgeçmiş doldururken "hedef pozisyon" diye bir bölüm vardı, boş bıraktım. Doldurulması gerekiyormuş meğer. "Ne iş olsa yaparım abi" diyesim geldi valla. Nasıl bir durumdaysam artık, oraya yazacak bir şey bulamadım. Kalmamış bende hedef falan. En azından şu an. O kadar moralim bozuldu ki iptal ettim özgeçişimi. İşime yarayacak ilan da yoktu zaten :)


Öyle işte. Parasız ve can sıkıntılarıyla geçiyor bu günlerim. Ben de boşluktan kendimi farmville'e verdim. Bazen mahsullerim bozulmasın diye saati bile kuruyorum. Ama oyuna ne olduysa açamıyorum saatlerdir. Gitti mahsuleriim :(


Uykum geldi artık. Biraz kitap okur sonra da uyurum. Erken kalkıp Müge Anlı'yı seyredebilsem bari. Aman neyse, onu kaçırsa bile Seda bacım var, ona bakarım. Hatta bir de mısır patlatırım. Battaniyemi de üstüme aldım mı değmeyin keyfime. Çok heveslendim. Sabah olsun bir an önce.

1 kişi fikir şeyetmiş:

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

eski günlerimi yad ettim yazınızla.
Okumanın yaşı yok derler kaldı ki daha gençsiniz.Bence o kadarda yadırganmıyordur...

 
...YeniYetme... © 2008. Design by Pocket