16 Ekim 2009

Evrim geçirememiş ezik öğrenci modu

16 Ekim 2009
Ne zamandır düşünüp duruyordum ya okula nasıl gideceğim, hepsi benden küçük, dalga geçerler, kendimi ezik hissederim falan diye. Bugün şükürler olsun dedim. Şükürler olsun ki şimdi onların yaşında değilim. O yaşlarda olsam kesin depresyona girerdim. Bu da yetmezmiş gibi evde de kalırdım. Ya nasıldı o kızlar ya! Taş gibi hepsi. Fashion TV'den fırlamış gibi bu yeni nesil ya! Gerçi hepsi öyle uzun boylu falan değil ama ufak tefek olsalar da mükemmel fizikleri var ya. Bir de giymişler elbiseleri, mini etekleri, taytları. Ayaklarında da çizmeler. Bizim zamanımızda mini etekle falan okula gidenin arkasından konuşurdu herkes "aranıyor bu" diye. Oy oyy. Depresyona soktular valla beni.

Ama inanıyorum ki ben de onlar gibi giyinsem bütün gözler üstümde olur. "Lan hatuna bak, götüne göbeğine bakmadan nasıl giyinmiş" falan derler, o kızlardan daha fazla ilgi çekerim. Valla bak!

Ya biz öyle miydik o zamanlarda. Kotu giyer, üstümüze de rastgele bir şey geçirir giderdik okula. Eşofmanla gittiğimiz zamanları biliyorum ben. Gerçi ben zaten çok gariptim o yaşlarda kıyafet konusunda. Erkek gibi giyinirdim. Hatta bir gün okuldaki arkadaşlarla oturuyorduk bir parkta. Yan tarafımızda da yaşlı bir teyze. Arkadaşlardan birini yanına çağırdı, bir şeyler konuştular ve sonra kız gülerek yanıma geldi. Teyze benim cinsiyetimi anlayamamış, kız mı erkek mi diye sormuş. O derece yani. Sadece öyle olsa iyi, bana 3 beden büyük gelen şeylerle dolanırdım hep. Makyaj yapmaya da 2. sınıfta başladım zaten. O da sadece göz kalemi :) Bir gün Makara beni zorla oturtup makyaj yapmıştı da, kızlığım bozulmuş gibi bir ruh haline girmiştim valla. Felaket bir tiptim ben. Saçlar darmadağınık, kemik gözlük falan. Yurttakiler ilk zamanlar dalga geçiyormuş hatta benimle. (Bunu da sonrada canım arkadaşım Makara'dan öğrendim:) ) Dolabı açıp, elime geçenin ne olduğuna bile bakmadan geçiriyormuşum üstüme. Ne yalan söyleyeyim, öyle yapıyordum. O tiple bile sevgililerim oldu ya, şaşıyorum kendime.

Bu arada bugün feci bir sevgi pıtırcıklığı var üzerimde. Çünkü  Makaracığım bu haftasonu buraya gelebilir :) Çok özledim cidden onu. Yukarıda yazanlardan da anlaşılacağı gibi taaa üniversitedeki ilk seneme dayanır bizim dostluğumuz. Yurda yeni gelmişim, kimseyi tanımıyorum, feci bir çekingenlik var üzerimde. Bir baktım bir kız girdi içeri. Çok sinirli ama. Bir merhaba falan dedikten sonra sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi başladı o gün olanları anlatmaya. (Cidden çok şanssız bir gündü onun için) Öyle başladık konuşmaya. Bir daha da susmadık zaten.

Aslında görünüş olarak çok zıttık birbirimize. O uzun boylu, zayıf, manken gibi. Gayet de şık giyinir. Bense küsuratları saymazsan bir buçuk metre diye tabir edilebilecek, ilkokul çocuğu gibi görünen ve yukarıda tarif ettiğim şekilde giyinen bir hilkat garibesi. Birbirimiz tamamladık desem o da değil. Garip bir ikili olduk böylece.

Okula gitmediğimiz sabahlar ( yılın büyük bir kısmı diyebiliriz buna) kendi ranzamdan yan ranzaya, oradan da Makara'nın yatağına atlar, uyandığı an başlardım onu sinir edecek şeyleri yapmaya. Bir gün, ikimizin de erkenden okula gitmesi lazımdı. Ben kendime güvenemiyorum tabi. Makara'yı sıkı sıkı tembihledim beni uyandırması için. Uyandım ki öğlen olmuş. Nasıl sinirliyim anlatamam. Küfrediyorum kıza beni uyandırmadı diye. Tam telefona sarıldım, arayıp söyleyeceğim ağzımdakileri, odanın diğer köşesinden bir telefon sesi geldi. Uykulu uykulu açtı telefonu Makara. Ben de bunun üzerine geleneği bozmadım, ranza tepelerinden sıçrayarak atladım yanına. Yine yaptık planlarımızı, gittik pizzamızı yedik, akşam da mekanımıza gidip döktük kurtlarımızı.

Belki sıradan şeyler bunlar. Herkesle her zaman yaşanabilecek şeyler. Ama ben Makara'yla hayatımın en büyük tecrübesini yaşadım. Parasızlığın, açlığın ne olduğunu onunla öğrendim ben. Bir arkadaşa yardım etmek için öğrenim kredimizi, harçlıklarımızı ortaya dökünce beş parasız kaldık. Kantinden aldığımız çeyrek ekmek ve bir litre sütle üç geçirdik. Açtık, sefil bir durumdaydık ama mutluyduk be blog :)

Onunla ilgili anlatacak çok şey var aslında. Ama ben bu konuda bir yazı dizisi hazırlamayı düşünüyorum. Hele bir buraya gelsin anılarımızı tazeleyelim, neler neler anlatırım ben sana :)

Ama o arada şunu da yazasım var. İdrar yollarımı üşüttüm sanırım. Felaket bir durumdayım akşamdan beri. Okulda beni kot ve spor ayakkabıyla gören birinin nazarının değdiğini sanıyorum. Sanmıyorum hatta, eminim. Bundan sonra nazar boncuğuyla gideceğim okula.

Kapanış parçamı Makara'ya armağan ediyor ve programıma burada son veriyorum. Başla DJ!


0 kişi fikir şeyetmiş:

 
...YeniYetme... © 2008. Design by Pocket